Gümrük vergilerinin kökeni Arapça ta’rif sözcüğüne dayanır ve ortaçağ yöneticileri tarafından küçük gelir toplama aracı olarak uygulanmıştır.
Antik Yunan ve Roma’da gümrük vergileri genellikle %1-5 arasındaydı, lüks eşyalarda ise sumptuary vergilerle %12-25’e varabiliyordu.
Orta Çağ’dan erken modern döneme geçişte serbest ticaret genel eğilim olmakla birlikte, artan devlet gücü korumacı politikalara yol açtı.
Merkantilist politikalar birçok ülkede ekonomik aracı haline gelirken, yandaş şirket yolsuzluklarına ve bütçe açıklarına neden oldu.
17. ve 18. yüzyıllarda İngiltere, İrlanda ve Amerikan kolonilerine uyguladığı yüksek gümrük duvarlarıyla tepki çekti.
Amerika Birleşik Devletleri’nde Alexander Hamilton, gümrük vergilerini ulusal sanayiyi destekleyen temel araç olarak savundu ve sanayi casusluğunu teşvik etti.
ABD Anayasası uluslararası ticaret düzenleme yetkisini federal hükümete verirken, gümrük vergileri uzun süre devlet gelirinin ana kaynağı oldu.
Kuzey ve Güney eyaletleri arasındaki tarife anlaşmazlıkları, 1828’deki Şarleston krizi dahil, İç Savaş’a giden süreci alevlendirdi.
20. yüzyılda Herbert Hoover ve 21. yüzyılda Donald Trump dönemlerinde benzer korumacı eğilimler gözlemlendi.
Trump’ın uyguladığı tarifelerin tüketici maliyetlerini yüzde 15-18 civarında artırdığı ve istihdam üzerinde olumsuz etkileri olduğu saptandı.
Global tedarik zincirlerinin karmaşıklığı, ticaret savaşlarını daha yıkıcı hale getiriyor ve yan etki maliyetlerini artırıyor.
1945-1993 arasında serbest ticaret döneminin küresel refaha büyük katkısı oldu; korumacılık politikalarının uzun vadeli yararı tartışmalı.
Tarife korumacılığı sık sık ideolojik gerekçelerle savunuldu, ancak birçok örnekte ekonomik teori ve maliyetler göz ardı edildi.
Get notified when new stories are published for "Hacker News 🇹🇷 Türkçe"